Anayasa Mahkemesi’nin 27/06/2024 tarihli, 2024/4 E. ve 2024/129 K. sayılı kararı uyarınca; 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 16/11/2022 tarihli ve 7421 sayılı Kanun’un 7. maddesiyle eklenen geçici 19. maddenin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinin iptaline karar verilmiştir. İptal kararına ilişkin hazırladığımız bilgi notunun ilgililere faydalı olmasını dileriz.
4 E. ve 2024/129 K. Sayılı Kararına Dair
İnceleme
Anayasa Mahkemesi, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’na 16/11/2022
Tarihli ve 7421 Sayılı Kanun’un 7. Maddesiyle Eklenen Geçici 19.
Maddeyi Anayasa’nın 46. Maddesine Aykırı Olduğu Gerekçesiyle İptal
Etti.
09.12.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin
(“AYM”) 27.06.2024 tarihli 2024/4 E. ve 2024/129 K. sayılı kararı (“Karar”)
uyarınca; 4/11/1983 tarihli ve 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’na
(“Kamulaştırma Kanunu”) 16/11/2022 tarihli ve 7421 sayılı Kanun’un
(“Değişiklik Kanunu”) 7. maddesiyle eklenen geçici 19. maddenin birinci
fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’nın 13, 35 ve 46. maddelerine
aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
➢ Başvuru Konusu Olay
Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesi tarafından kamulaştırmasız el atma
kapsamındaki alacağa ilişkin faizin hatalı hesaplandığına yönelik şikâyetin
görüldüğü davada, kuralın Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan yerel
mahkeme, Değişiklik Kanunu’nun 7. maddesi ile Kamulaştırma Kanunu’na
eklenen geçici 19. maddenin iptaline karar verilmesi talebiyle AYM’ye
başvurmuştur. AYM tarafından usule ilişkin sebeplerle yalnızca itiraza konu
maddenin birinci fıkrasının dördüncü cümlesi esastan incelemeye konu
edilmiştir.
Kanun’un itiraz konusu Geçici Madde 19 hükmü şu şekildedir:
“Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış
olmasına rağmen 4/11/1983 tarihinden 28/7/2021 tarihine kadar fiilen kamu
hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde
tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak
hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiilî olarak el konulması veya
hukuki el atılması sebebiyle açılan davalarda hükmedilen bedel ve tazminat
ödemelerinde kullanılmak üzere, ihtiyaç olması hâlinde, merkezi yönetim bütçesine
dâhil idarelerin yılı bütçelerinde sermaye giderleri için öngörülen ödeneklerinin
(Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik
Komutanlığı bütçelerinin güvenlik ve savunmaya yönelik mal ve hizmet alımları ile
yapım giderleri için ayrılan ödeneklerin) yüzde üçü, belediye ve il özel idareleri ile
bağlı idareleri için en son kesinleşmiş bütçe gelirleri toplamının, diğer idareler için
en son kesinleşmiş bütçe giderleri toplamının en az yüzde üçü oranında yılı
bütçelerinde pay ayrılır. Alacakların toplam tutarının ayrılan ödeneğin toplam
tutarını aşması hâlinde, ödemeler, sonraki yıllara sâri olacak şekilde, garameten ve
taksitlerle gerçekleştirilir. Taksitlendirmede, bütçe imkânları ile alacakların tutarları
dikkate alınır. Taksitli ödeme süresince, 3095 sayılı Kanuna göre ayrıca
kanuni faiz ödenir.
Birinci fıkra, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bedel ve tazminatı
ödenmemiş olan tüm davalarda ve icra takiplerinde de uygulanır.”
İtiraz
başvurusunda özetle; kamulaştırma kapsamındaki alacaklar
bakımından, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin uygulanacağı
yönündeki açık anayasal hükme karşın kuralla kamulaştırma işlemleri
tamamlanmamış veya kamulaştırmasız el atma yoluyla kullanılmakta olan
mülklere ilişkin alacaklara kanuni faizin uygulanacağı belirtilmiş,
kamulaştırma bedeli konusundaki bu emredici hükmün, alacağa ilişkin
yargılama sürecinin devam edip etmemesi bakımından farklılık
öngörmediği vurgulanmıştır.
➢ Anayasa’nın 35. Maddesi Kapsamında Değerlendirme
Anayasa’nın 35. maddesinde “Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu
haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının
kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.” hükmüne yer verilmiştir. AYM
tarafından kamulaştırmasız el atmaya konu taşınmaz malların mülkiyet
hakkının kapsamına dâhil olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı
belirtilmiştir. Anayasa’nın 35. maddesinde mülkiyet hakkının kamu yararı
amacıyla ve kanunla sınırlanabileceği öngörülmüştür. Bu kapsamda
mülkiyet hakkına müdahalede bulunulurken temel hak ve özgürlüklerin
sınırlanmasına ilişkin ilkeleri düzenleyen Anayasa’nın 13. maddesinin de
göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
➢ Anayasa’nın 13. Maddesi Kapsamında Değerlendirme
Anayasa’nın 13. maddesinde “Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı
olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve
ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve
ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.” denilmektedir.
Söz
“Anayasa’nın sözü” ifadesi Anayasa’nın metnini, yani lafzını ifade
etmektedir. Temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahalelerin Anayasa’nın
sözüne uygun olması şartı özellikle Anayasa’nın çeşitli maddeleriyle
getirilen ek güvenceler söz konusu olduğunda önem taşımaktadır.
➢ Anayasa’nın 46. Maddesi Kapsamında Değerlendirme
Son olarak AYM, konuyu Anayasa’nın 46. maddesi yönünden de
değerlendirmiştir.
konusu
maddenin dördüncü fıkrasında
“taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma
bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının
uygulanacağı” hüküm altına alınmıştır. İtiraz konusu maddede ise bu açık
hükme aykırı şekilde ilgili alacaklara kanuni faizin uygulanacağı hüküm
altına alınmaktadır. Bu bakımdan kuralın Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen, sınırlamanın Anayasa’nın sözüne aykırı olamayacağı hükmüne
aykırılık teşkil ettiğine karar verilmiştir.
İşbu gerekçelerle AYM tarafından Değişiklik Kanunu’nda yer alan geçici 19.
maddenin birinci fıkrasının dördüncü cümlesinin Anayasa’nın 13, 35 ve 46.
maddelerine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir.
İlgili AYM kararına buradan ulaşabilirsiniz.