Çalışma hayatının gerçekliklerinden biri olarak karşımıza çıkan iş kazalarının yarattığı olumsuz etkiler, alınacak önlemler ve uygulanacak doğru prosedürler sayesinde asgariye indirgenebilmektedir. İşverenlerin ve işçilerin bu konudaki bilinç düzeyini artırmak ve gerekli eğitimleri düzenli olarak yapmak, iş kazalarının önlenmesi açısından büyük önem taşırken; iş kazası sonrasındaki sürecin mevzuata uygun yönetilmesi ise kazanın olası sonuçlarının hafifletilmesi ve işverenin yukarıda belirtilen yaptırımlar ile karşılaşmaması için büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, 4 Mayıs-10 Mayıs 2024 İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’na istinaden “İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından İşverenin Genel Yükümlülükleri ve İş Kazasından Sonra Yapılması Gereken İşlemler” incelediğimiz yazımızı bilgilerinize sunar, ilgili herkese faydalı olmasını dileriz.
İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından İşverenin Genel Yükümlülükleri ve İş
Kazasından Sonra Yapılması Gereken İşlemler
1.
Giriş
Sosyal Güvenlik Kurumu (“SGK”) tarafından 2007 yılından bu yana iş kazası yıllık
istatistik bilgileri internet sitesinde yayınlanmaktadır.1 En son yayınlanan istatistik
verilerine göre; sadece 2022 yılında 589.271 adet iş kazası SGK nezdinde kayda
geçmiştir. İş sağlığı ve güvenliği politikaları ile iş kazalarının mümkün mertebe
ortadan kaldırılması hedeflenmekte, yaşanan muhtemel iş kazalarında da can ve mal
kaybının en aza indirilmesi amaçlanmaktadır. Bu bakımdan işverenlerin iş kazası
gerçekleştikten sonra gündeme gelen yükümlülüklerini ve sorumluluklarını
öğrenmeleri ve iş sağlığı ve güvenliği bilincinin artırılması, kriz anının yönetilmesi
açısından büyük önem taşımaktadır.
Nitekim 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun (“İSGK”) 2. maddesinde
“Kanun; kamu ve özel sektöre ait bütün işlere ve işyerlerine, bu işyerlerinin işverenleri ile
işveren vekillerine, çırak ve stajyerler de dahil olmak üzere tüm çalışanlarına faaliyet
konularına bakılmaksızın uygulanır.” denilerek; iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin
kuralların uygulanmasında yeknesaklık sağlanması ve kamuda veya özel sektörde
çalıştığına bakılmaksızın tüm çalışanların sağlık ve güvenlik korumasından
yararlanması amaçlanmıştır. Bu sebeple, İSGK’da düzenlenen hükümlerin
uygulama alanı 854 sayılı Deniz İş Kanunu’na, 5953 sayılı Basın Mesleğinde
Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun’a,
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na (“TBK”) veya statü hukukuna tabi olarak
çalışması fark etmeksizin tüm çalışanları kapsamaktadır. İşbu yazımızda, iş
kazasından sonra işverenler tarafından yapılması gereken işlemler SGK mevzuatı
kapsamında genel hatlarıyla ele alınacaktır.
2.
İş Kazasının Hukuki Tanımı
Doktrinde iş kazası, genel olarak sigortalı olarak çalışan bir kişinin işveren himayesi
altında yapmakta olduğu iş ile alakalı olarak dışarıdan meydana gelen bir etki
nedeniyle, ruhen ve bedenen zarara uğramasına neden olan olay olarak
tanımlanmaktadır.2 Mevzuatımızda iş kazası hem İş Hukuku hem de Sosyal Güvenlik
Hukuku’nda karşımıza çıkmaktadır.
İş Hukuku anlamında iş kazasının yasal dayanağı TBK’nın 417. maddesidir. Buna
göre, işveren işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü
1https://www.sgk.gov.tr/Istatistik/Yillik/fcd5e59b-6af9-4d90-a451-ee7500eb1cb4/ E.T.: 3.05.2024.
2Sümer, H., H. (2018). İş Hukuku, Ankara: Seçkin Yayıncılık, s.90.
önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla yükümlüdür. Ayrıca
İSGK’nın 4. maddesinde de işverenin iş sağlığı ve güvenliğini temininde genel
yükümlülüklerini düzenlenmektedir. İşverenin bu yükümlülüğünü yerine
getirmemesinden doğan kaza iş hukuku anlamında iş kazası olarak
nitelendirilmektedir.3
Sosyal Güvenlik Hukuku anlamında ise, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık
Sigortası Kanunu’nun (“SSGSSK”) 13. maddesine göre, maddede sayılan hallerden
birinde meydana gelen ve sigortalıyı bedenen veya ruhen engelli hale getiren olay iş
kazası olarak tanımlanmaktadır. Yapısı gereği iş kazası işçinin maruz kaldığı tüm
kazaları kapsamamakta, nitekim sadece işyeri ile de sınırlanmamaktadır. SSGSSK’nın
13. maddesine göre bir kazanın iş kazası olarak nitelendirilebilmesi için aşağıdaki
hallerin varlığı gerekmektedir:
MADDE 13- İş kazası;
a) Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
b) İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına
bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
c) Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir
yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
d) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren
kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
e) Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen engelli hâle
getiren olaydır.
Görülebileceği üzere, işçinin iş yeri hareket alanı dışarısında ancak işverene bağlı ve
onun menfaatine hareket ettiği sırada gerçekleşen kazalar da iş kazası sayılmaktadır.
Sosyal Güvenlik Hukuku anlamında iş kazası sayılan her olay işverenin hukuki
sorumluluğuna yol açmamaktadır. Bu itibarla SGK nezdinde bir olayın iş kazası
olarak tanımlanabilmesi için aranan unsurların i) işçinin sigortalı olması ii) kazanın
meydana gelmesi iii) işçinin ruhen veya bedenen zarara uğraması iv) meydana gelen
zarar ile kaza arasında illiyet bağının olması şeklinde sıralanması mümkündür.
3.
İş Sağlığı ve Güvenliği Bakımından İşverenin Genel Yükümlülükleri
İşverenin işçiyi gözetme borcu, işçinin sadakat borcunun karşılığını oluşturmaktadır.
İş sözleşmesinin işçi ile işveren arasında kişisel ilişki kuran niteliği, işçi yönünden
3Kılkış, İlknur, İş Sağlığı ve Güvenliği, 3. Baskı, Bursa 2018, s.14.
işverenin işi ve işyeri ile ilgili çıkarlarını korumak, bu çıkarlara zarar verecek her türlü
davranıştan kaçınmak, buna karşılık işveren açısından işçiyi korumak ve gözetmek
açısından kendini göstermektedir. İş akdinin niteliği gereği, iş ilişkisi içinde işveren
işçiye yardımcı olmak, onun çıkarlarının zedelenmesine yol açabilecek davranışlardan
kaçınmak, gördüğü iş dolayısıyla uğrayabileceği zararlara karşı gerekli önlemleri
almakla yükümlüdür.4
İşverenin genel yükümlülükleri İSGK’nın 4. maddesinde düzenlenmektedir. Anılan
hükümde sıralanan yükümlülüklerin; iş sağlığı ve güvenliği konusunda her türlü
tedbirin alınması, ihtiyaç duyulan araç gereçler ile kişisel koruyucu ekipmanların
temini, işçilerin iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyup uymadıklarının
denetlenmesi, işyerindeki potansiyel tehlikelerin tespiti ve önleyici adımların
atılabilmesi için risk analizi yapılması ya da yaptırılması, işçilerin çalıştırıldıkları işe
ve bölüme uygun olup olmadıklarının kontrol edilmesi şeklinde sayılması
mümkündür.
İşverenin, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini uygulama konusundaki yükümlülüklerin
ihlali durumunda, idari, hukuki ve cezai yaptırımlar uygulanabilmektedir.
Yükümlülüklerine uymayan işveren, İSGK’nın 26. maddesi hükmündeki idari
yaptırımlarla karşılaşabileceği gibi, iş kazası sonucunda ölüm veya yaralanma
meydana gelmesi durumunda TBK hükümlerine göre hukuki sorumluluğu ve 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) hükümleri gereğince, taksirle öldürme veya taksirle
yaralama suçlarından cezai sorumluluğu söz konusu olabilecektir.5 Bu kapsamda; i)
işçinin çalışmaktan kaçınma hakkı ii) iş sözleşmesinin işçi tarafından haklı nedenle
feshedilmesi iii) maddi ve manevi tazminat ödeme yükümlülüğü gibi sonuçların yanı
sıra iv) işin durdurulması v) kamu ihalelerinden yasaklanma v) idari para cezası
verilmesi gibi idari yaptırımlar da gündeme gelebilmektedir.
4.
İş
Kazasının Önlenmesi Bakımından Alınması Gereken Önleyici
Tedbirler
İş kazasının işveren ve işçi açısından oluşturabileceği elzem sonuçları engellemek için
öncelikle iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin belirli aralıklarla düzenlenmesi
gereklidir. Bu gereklilik aynı zamanda mevzuatta da düzenlenmiş olup, 28648 sayılı
ve 15.05.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği
4Süzek, İş Hukuku, s. 426, Erdoğan Gürbüz, İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku, Ankara, 2014, s. 84-86
5Cengiz, İşverenin İş Kazasından Doğan Hukuki Sorumluluğu, TAAD, Yıl:9, Sayı:34, Nisan 2018,
s.127.
Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik (“Yönetmelik”) bu konuda açık
hükümler içermektedir.
Yönetmelik hükümlerince işveren, çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile
ilgili; programların hazırlanması ve uygulanmasını, eğitimler için uygun yer, araç ve
gereçlerin temin edilmesini, çalışanların bu programlara katılmasını ve katılımların
eğitim katılım tutanağı ile kayıt altına alınmasını ve program sonunda katılanlar için
eğitim belgesi düzenlenmesini sağlayacaktır. Bu programlar sadece işçinin
güvenliğini sağlamasında ona destek olmakla kalmayıp, SGK tarafından soruşturma
başlatılması durumunda işçiye ait şahsi sicil dosyasının içerisinde tutulması açısından
da fayda sağlayacaktır.
Eğitimler, değişen ve ortaya çıkan yeni riskler de dikkate alınarak aşağıda belirtilen
düzenli aralıklarla tekrarlanır:
a) Çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde yılda en az bir defa,
b) Tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde iki yılda en az bir defa,
c) Az tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde üç yılda en az bir defa
tekrarlanmalıdır.
Ayrıca, iş kazası geçiren veya meslek hastalığına yakalanan çalışana işe dönüşünde
çalışmaya başlamadan önce, kazanın veya meslek hastalığının sebepleri, korunma
yolları ve güvenli çalışma yöntemleri ile ilgili ilave eğitim verilmelidir.
Bu kapsamda işverenlerin 29.12.2012 tarihli ve 28512 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanan “İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri
Hakkında Yönetmelik” uyarınca işyerlerinin tehlike sınıfına uygun A-B-C Sınıfı iş
güvenliği uzmanlarından yardım almaları önem arz etmektedir.
5.
İş Kazası Anında ve Sonrasında Yapılması Gereken İşlemler
Öncelikle iş kazası hadisesine ilişkin bir olay tespit tutanağı düzenlenerek, bu
tutanağın iki görgü tanığı ve işveren vekili huzurunda ıslak imza ile imza edilmesi
gerekmektedir. Olay tespit tutanağı için SGK tarafından yayınlanmış matbu bir form
olmamakla birlikte olay tespit tutanağında genel olarak; kaza geçiren işçinin kişilik
bilgileri, görevi, kaza yeri ve saati, kaza günü işbaşı saati, uzuv kaybı olup olmadığı
ve kazanın nasıl olduğu hakkında bilgiler bulunmaktadır.
Akabinde SSGSSK’nın 13. maddesi uyarınca iş kazasının yetkili kolluk kuvvetlerine
derhal, SGK’ya ise en geç kazadan sonra (üç) iş günü içerisinde bildirilmesi
gerekmektedir. Bildirim süresi, iş kazasının işverenin kontrolü dışındaki yerlerde
meydana gelmesi halinde, iş kazasının öğrenildiği tarihten itibaren başlar.
SGK’ya bildirim konusunda sorumluluk işverene yüklenmiştir. İşveren tarafından
yapılacak işbu bildirim, doktor vizite kağıdı ile desteklenerek, Sosyal Sigorta İşlemleri
Yönetmeliği’nin EK-7’sinde yer alan “İş Kazası ve Meslek Hastalığı Bildirim Formu”
ile elektronik ortamda SGK İş Kazası Meslek Hastalığı e-Bildirim ekranından ve e
Devlet uygulaması üzerinden yapılabileceği gibi, herhangi bir vizite kağıdı olmaksızın
da yapılabilmektedir. İnternet üzerinden yapılan bildirimlerde SGK’ya ayrıca yazılı
bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
SGK müfettişlerince ileriki aşamada soruşturma yapılabileceği düşünülerek işçinin
fiilen işe başlamadan kendisinden alınan veya işyeri doktorunca tanzim edilen doktor
raporu, aldığı tüm eğitimler, sertifikalar ve iş kazası anında tutulan yukarıda
bahsetmiş olduğumuz olay tespit tutanağının ve işçinin hastane gider faturalarının
dosya halinde işçi şahsi sicil dosyası kayıtlarında tutulması önerilmektedir.
6.
İş Kazası Bildirim Süresine Uymamanın Yaptırımı
İş kazası bildirim süresine uymama için öngörülen yaptırımlar, iş kazası geçiren
işçinin 4/a veya 4/b sigortalılık statüsüne tabi olmasına göre değişmektedir.
4/a sigortalılık statüsüne tabi sigortalı çalışanlar için süresinde bildirim yapılmaması
durumunda, bildirimin SGK’ya yapıldığı tarihe kadar sigortalı çalışana ödenecek
geçici iş göremezlik ödeneği SGK tarafından işverenden tahsil edilir ve işverene idari
para cezası uygulanmaktadır. İdari para cezaları işyerinde çalışan sigortalı sayısı ve
işyerinin az tehlikeli, tehlikeli, çok tehlikeli sınıfta yer almasına göre değişiklik
gösterip her yıl yeniden değerlendirme oranında artırılmaktadır.
4/b sigortalılık statüsüne tabi sigortalı çalışanlar için süresinde bildirim yapılmaması
durumunda, bildirim tarihine dek yapılacak geçici iş göremezlik ödeneği
ödenmemektedir. Bildirim tarihinden sonraki sürelere ait geçici iş göremezlik ödeneği
ödenmektedir.
7.
İşverenin İş Kazasından Doğan Hukuki Sorumluluğu
İşverenin hukuki sorumluluğu, İSGK’nın 4. maddesinde işvereni çalışanların işle ilgili
sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü kılarak düzenlenmiştir. İSGK’nın 24/A
maddesinde ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na işyerlerini inceleme, kontrol
etme ve denetime tabi tutma sorumluluğu yüklenmiştir. Bu kapsamda çalışanlar için
hayati tehlike oluşturan bir husus tespit edildiğinde İSGK’nın 25. maddesinde
düzenlenen hallerde işi durdurma ve İSGK’nın 25/A maddesinde düzenlenen ölümlü
iş kazası sebebiyle kamu ihalesinden yasaklama yetkileriyle donatılmıştır.
İSGK’nın 26. maddesinde ihlal edilen hükümlerin karşılığı idari para cezaları ayrı ayrı
düzenlenmektedir. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı internet sitesinde 6 bu
cezaların denk gelen yıllara göre yeniden değerlendirme oranları ile güncel miktarları
bulunmakta olup 2024 yılı için en yüksek ceza bedeli 2.958.021-TL iken en düşük ceza
bedeli 4.972-TL’dir.
İşverenin iş kazasından doğan hukuki sorumluluğu kapsamında sözleşmeden
kaynaklanan tazminat ödeme yükümlülüğü de gündeme gelmektedir. İşverenin
tazminat sorumluluğunun yasal dayanağı TBK m. 417/3 hükmünde “İşverenin
yukarıdaki hükümler dâhil, kanuna ve sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü,
vücut bütünlüğünün zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini,
sözleşmeye
aykırılıktan
düzenlenmektedir.
doğan
sorumluluk
hükümlerine
tabidir.”
şeklinde
Bu kapsamda; iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda zarara uğrayan işçi, uğradığı
kazanç kayıpları, ruhen veya bedenen uğradığı maddi ve manevi zararlar için; iş
kazası sonucunda ölüm gerçekleşmesi halinde ölen işçinin yakınlarının uğradığı
maddi ve manevi zararlar ile yoksun kaldığı desteğin tazminini işverenden talep
hakkı mevcuttur. İş kazası sebebiyle işverenden talep edilebilecek tazminatlar genel
olarak “maddi tazminat” ve “manevi tazminat” olarak; maddi tazminat ise kendi
içerisinde “işgöremezlik tazminatı” ve “destekten yoksun kalma tazminatı” şeklinde
gruplandırılmaktadır.
8.
İşverenin İş Kazasından Doğan Cezai Sorumluluğu
Ceza Hukuku’nda iş kazası, işin görülmesi sırasında meydana gelen, teknik bir
aksaklık yahut işi yürütümüne ilişkin bir ihmal nedeniyle çalışanın yaralanması veya
ölmesine sebep olan olay olarak tanımlanmaktadır. 7 İş sağlığı ve güvenliği
önlemlerinin alınmaması sebebiyle ortaya çıkan iş kazaları nedeniyle meydana gelen
ölüm ve yaralanmalar, genel olarak işveren ve diğer sorumluların basit ya da bilinçli
taksirle veya olası kastla öldürme ve yaralama suçlarından cezai sorumluluklarını
doğuracaktır. TCK kapsamında iş kazaları açısından doğrudan kastla öldürme suçu
6https://www.csgb.gov.tr/isggm/hizmetlerimiz/idari-para-cezalari/ E.T.: 09.05.2024
7Seydi Kaymaz/Hasan Tahsin Gökcan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda Taksirle Adam Öldürme ve
Yaralama Suçları, Ankara, Seçkin, 2006, s. 349.
söz konusu olamaz.8 Niteliği gereği ve Yargıtay içtihatlarınca ihmali davranışla kasten
öldürme suçu da iş kazalarında söz konusu değildir.9 Bu nedenle unsurlarının varlığı
halinde, iş kazası sebebiyle işverenin basit taksir, bilinçli taksir ve olası kastla öldürme
ve yaralama suçlarından sorumlu tutulabilmeleri mümkündür.
Örneğin bir inşaat yapımı sırasında inşaatın çevresinin dışarıya zarar vermeyecek
şekilde etrafı korunaklı olarak çevrilmiş olmaması, yine inşaatta çalışan işçilerin atık
malzemeyi bir çuval içerisinde aşağı atmaları nedeniyle yoldan geçen bir kişinin
yaralanması durumunda işveren iş güvenliği önlemlerini almadığından, işçiler de
kontrolsüz şekilde bu çuvalı aşağı attıklarından meydana gelen neticeden kusurları
oranında sorumludurlar.10
10.
İş Kazasının Soruşturulması
SGK’ya bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında bir karara
varılabilmesi için gerektiğinde, SGK’nın denetim ve kontrol ile yetkilendirilen
memurları tarafından veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı iş müfettişleri
vasıtasıyla soruşturma yapılabilmektedir. Bu soruşturma sonunda yazılı olarak
bildirilen hususların gerçeğe uymadığı ve olayın iş kazası olmadığı anlaşılırsa, SGK
tarafından bu olay için yersiz olarak yapılmış bulunan ödemeler, ödemenin yapıldığı
tarihten itibaren gerçeğe aykırı bildirimde bulunanlardan, SSGSSK’nın yersiz
ödemelerin geri alınması hükümlerine göre tahsil edilmektedir.
11.
Sonuç
İş kazaları, çalışma hayatının gerçekliklerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ancak bu kazaların yarattığı olumsuz etkiler, alınacak önlemler ve uygulanacak doğru
prosedürler sayesinde asgariye indirgenebilmektedir. İşverenlerin ve işçilerin bu
konudaki bilinç düzeyini artırmak ve gerekli eğitimleri düzenli olarak yapmak, iş
kazalarının önlenmesi açısından büyük önem taşırken; iş kazası sonrasındaki sürecin
mevzuata uygun yönetilmesi ise kazanın olası sonuçlarının hafifletilmesi ve işverenin
yukarıda belirtilen yaptırımlar ile karşılaşmaması için büyük önem taşımaktadır. İş
sağlığı ve güvenliği, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda etik bir
sorumluluktur. İşverenin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin genel yükümlülüklerini
açıkladığımız ve iş kazasından sonra işveren tarafından yapılması gereken işlemler
özelinde hazırladığımız işbu yazının ilgililere faydalı olmasını dileriz.