Gemiadamlarının Hizmet Akdinin Sona Ermesi Durumunda Kullanılmamış Yıllık Ücretli İzin Alacaklarına İlişkin Anayasa Mahkemesi’nin 01.02.2024 tarihli, 2022/154 E. ve 2024/33 K. sayılı kararı ekte yer alan yazımızda incelenmiştir. İşbu yazımızın denizcilik sektöründe faaliyet gösteren tüm ilgililere faydalı olmasını dileriz.
Anayasa Mahkemesi’nin Gemiadamlarının Hizmet Akdinin Sona Ermesi
Durumunda Kullanılmamış Yıllık Ücretli İzin Alacaklarına İlişkin Vermiş
Olduğu Karara Dair İnceleme
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin başvurusu üzerine yaptığı incelemede Anayasa
Mahkemesi 01.02.2024 tarihli, 2022/154 E. ve 2024/33 K. sayılı kararı1 (“AYM Kararı”)
ile 854 sayılı Deniz İş Kanunu’nun (“Kanun”) 40. maddesi 7. fıkrasını, Anayasa’nın 50.
maddesine aykırı olduğu gerekçesi ile iptal etmiştir.
Aşağıda irdelediğimiz gerekçesi ile bekleneni tam anlamıyla karşılamasa da AYM
Kararı’nı deniz iş hukuku alanında çalışan her meslektaşımız gibi bizler de haklı ve
yerinde bulduğumuzu söyleyebiliriz. Zira, 20.04.1967 tarihli Kanun, hem 22.05.2003
tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu (“İş Kanunu”) hem de 11.01.2011 tarih ve 6098 sayılı
Türk Borçlar Kanunu’nun (“TBK”) gerisinde kalmakta ve gemiadamları için hak
kayıplarına sebebiyet vermekteydi.
Detaylı incelememize geçmezden evvel, hem AYM Kararı’na konu mevzuat
hükümlerine hem de tarafımızca işbu yazımız içerisinde atıf yapılacak mevzuat
hükümlerine aşağıda yer vermekteyiz.
1.
İlgili Mevzuat Hükümleri
1.1. Kanun’un iptal edilen 40/7. maddesi:
“Gemiadamının hakettiği yıllık ücretli izni kullanmadan hizmet akti 14 üncü maddenin II, III
ve IV üncü bentlerine göre bozulursa, işveren veya işveren vekili izin süresine ait ücreti,
gemiadamına ödemek gemiadamına ödemek zorundadır.”
1.2. Kanun’un 14. maddesi:
“Süresi belirli olan veya olmıyan yahut da sefer üzerine yapılan hizmet akti:
I – İşveren veya işveren vekili tarafından:
a) Gemiadamının herhangi bir limanda geminin hareketinden önce gemiye dönerek hizmete
girmemesi veya gemiye hiç dönmemesi,
b) Gemiadamının gemide hizmet görmesinin tutukluluk, hapis veya gemide çalışmaktan
menolunması gibi sebeplerle imkansız bir hal alması,
c) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı, kanuna, hizmet akitlerine sair iş ve
çalışma şartlarına aykırı hareket etmesi,
ç) Gemiadamının işveren veya işveren vekiline karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak
ve adaba aykırı hareket etmesi,
1Anayasa Mahkemesi’nin bahsi geçen kararına erişmek için klayınız.
II – Gemiadamı tarafından:
a) Ücretin kanun hükümleri veya hizmet akti gereğince ödenmemesi,
b) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı, kanuna, hizmet akitlerine veya sair iş
şartlarına aykırı hareket etmesi,
c) İşveren veya işveren vekilinin gemiadamına karşı denizcilik kural ve teamüllerine veya ahlak
ve adaba aykırı hareket etmesi,
III – İşveren, işveren vekili veya gemiadamı tarafından:
a) Geminin herhangi bir sebeple 30 günden fazla bir süre seferden kaldırılması,
b) Gemiadamının herhangi bir sebeple sürekli olarak gemide çalışmasına engel bir hastalığa
yakalanması veya engelli hâle gelmesi, (1)
Hallerinde feshedilebilir.
IV – Geminin kayba uğraması, terk edilmesi veya harp ganimeti ilan edilmesi veyahut Türk
Bayrağından ayrılması hallerinde ise hizmet akti kendiliğinden bozulur.”
1.3. Kanun madde 48:
“Bu kanun hükümleri, gemiadamına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş
sözleşmesi, hizmet akti, örf ve adetlerden doğan haklara halel getirmez.”
1.4. Anayasa m. 50/3:
“Dinlenmek, çalışanların hakkıdır.”
1.5. İş Kanunu madde 59/1:
“İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da
kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden
kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı iş sözleşmesinin sona
erdiği tarihten itibaren başlar.”
1.6. TBK madde 425/2:
“Hizmet sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi hâlinde, işçinin hak kazanıp da
kullanamadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti
üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir. Bu ücrete ilişkin zamanaşımı, hizmet
sözleşmesinin sona erdiği tarihte işlemeye başlar.”
1.7. 13.06.1952 tarihli ve 5953 sayılı Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştıranlar
Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun (“Basın İş Kanunu”)
madde 6/6:
“Gazeteci yıllık iznini kullanmamışsa, işine son verilmesi halinde, izin müddetine ait ücreti
kendisine peşin olarak verilir.”
2.
AYM Kararı
2.1. İtirazın Gerekçesi
Başvurucu Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, ücretli yıllık iznin kullanılmaması durumunda,
sözleşmenin sona ermesinin ardından kullanılmayan izne ilişkin ücretin talep
edilmesinin genel olarak mümkün olduğu, bu nedenle yıllık iznin kullanılmamış
olmasının dinlenme hakkına ilişkin anayasal güvenceyi ortadan kaldırmayacağı, buna
karşın kullanılmayan yıllık izne karşılık gelen ücretin itiraz konusu kural uyarınca
bazı hallerde ödenmemesinin dinlenme hakkıyla bağdaşmadığını belirterek kuralın
Anayasa’nın 50. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
2.2. İptal Edilen Hükmün Anayasa’ya Aykırılık Sorunu
Anayasa Mahkemesi, iptali istenen hükümde gemiadamının hak ettiği ücretli yıllık
izni kullanmadan önce hizmet sözleşmesinin Kanun madde 14/(I) uyarınca
feshedilmesi halinde kullanmadığı yıllık izne ilişkin ücreti talep edemeyeceğinin
öngörüldüğüne değinmiş ve bu hükmü İş Kanunu’nun, Basın İş Kanunu’nun ve
TBK’nın yukarıda yer verdiğimiz hükümleri ile karşılaştırarak gemiadamının
sözleşmesinin Kanun madde 14/(I) uyarınca feshedilmesi durumunda
kullanmadığı yıllık izne ilişkin ücreti talep edememesini, dinlenme hakkı
kapsamında bulunan ücretli yıllık izin hakkının işlevini tamamen yitirmesine
neden olabilecek nitelikte bulmuştur.
İlaveten, işçinin ücretli yıllık izin kullanmasını sağlamanın işverenin
yükümlülükleri arasında olduğuna, bu iznin kullanılacağı zamanın yasal sınırlar
içinde ilke olarak işveren tarafından belirlendiğine ve bu nedenle iznin
kullanılmasından önce sözleşmenin Kanun madde 14/(I) uyarınca feshedilmesi
durumunda uygulanabilecek telafi edici herhangi bir yöntem olmamasının
dinlenme hakkıyla bağdaşmadığına dikkat çekmiştir.
Sonuç olarak da gemiadamlarının sözleşmelerinin Kanun madde 14/(I) uyarınca
feshedilmesi durumunda hak edip kullanmadıkları yıllık izne ilişkin ücreti talep
etmelerine imkân tanımayan bu hükmün, dinlenme hakkı kapsamında bulunan
ücretli yıllık izin hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Anayasa’nın 50. maddesine aykırı
olduğuna hükmetmiştir.
2.3. İptal Kararının Yürürlüğe Girmesi
Karar, Resmî Gazete’de yayımlandığı 14.03.2024 tarihinden 6 (altı) ay sonra
yürürlüğe girecektir.
3.
İptal Kararından Önceki Uygulama ve Doktrin Görüşleri
Kanun’un iptal edilen 40/7 maddesine göre “Gemiadamının hakettiği yıllık ücretli izni
kullanmadan hizmet akti 14 üncü maddenin II, III ve IV üncü bentlerine göre bozulursa,
işveren veya işveren vekili izin süresine ait ücreti, gemiadamına ödemek zorundadır.”.
Hükmün mefhum-u muhalifinden, gemiadamının hizmet akdinin işverence Kanun
madde 14/(I)’de belirtilen sebepler ile sona erdirilmesi ya da gemiadamı tarafından
madde 14/(II)’de belirtilenler dışında bir nedenle sona erdirilmesi halinde hak
kazanılan ancak kullandırılmayan yıllık ücretli izin alacağının gemiadamına ödenmek
zorunda olmayacağı anlamı çıkmaktaydı.
Yazımızın giriş kısmında belirtmiş olduğumuz üzere Anayasa Mahkemesi’nin iptal
kararını son derece yerinde bulmakla birlikte, iptal gerekçesinin eksik olduğu
kanaatindeyiz. Zira, gemiadamlarının hizmet sözleşmelerinin sona erme sebepleri
Kanun’un 14. maddesinde yazılanlar ile sınırlı değildir. Örneğin, hizmet
sözleşmesinin gemiadamı tarafından Kanun madde 14/(II) dışında herhangi bir
sebeple sona erdirilmesi halinde yıllık ücretli izin alacağına hak kazanıp
kazanmayacağı hususu hiç irdelenmemiştir.
Oysa gemiadamlarının özellikle herhangi bir sebep belirtilmeksizin istifa etmeleri
durumunda yıllık ücretli izin alacağına hak kazanmadıklarına dair mahkeme kararları
ile sıkça karşılaşılmakta ve bu kararlara dayanak da tam olarak iptal edilen hükmün
atfıyla bu tür istifaların Kanun madde 14/(II)’de sayılan sebepler arasında olmaması
gösterilmektedir.
Görüleceği üzere, burada gemiadamları bakımından İş Kanunu ile tamamen farklı bir
uygulama ve hüküm mevcuttu Ancak deniz iş hukuku alanında yetkin Bektaş KAR,
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TBK’nın 425/3 maddesi ile Kanun’un 40/7
maddesinin tadil edildiğini, sonradan yürürlüğe giren genel kanun hükümlerinin
dikkate alınması gerektiğini savunmakta ve TBK madde 425/3’ün gemiadamları
bakımından da uygulanması gerektiğini savunmaktaydı2. İlaveten 4940 sayılı yasa ile
15.07.2003 tarihinde onaylanan 146 sayılı İLO sözleşmesinin 7. maddesinde “hak
kazandığı yıllık iznini kullanmadan işinden ayrılan ya da çıkartılan gemi adamının yıllık iznine
tekabül eden ücret alacağını alacağı” hususu açıkça düzenlendiğinden, bu sözleşme
hükmü dikkate alındığında da hizmet akdinin her türlü sona ermesinde
gemiadamının kullanmadığı yıllık ücretli izinlerin karşılığında ücret alacağına hak
kazanması gerektiğini vurgulamaktaydı.3
2KAR, Bektaş: “İç hatları ve Mevzua ile Deniz İş Hukuku”, Ankara-2011, s:131
3KAR, Bektaş: “İç hatları ve Mevzua ile Deniz İş Hukuku”, Ankara-2011, s:132
Uygulamada, bu görüş ile paralel olarak ve Kanun’un 48. maddesinde yer alan “Bu
kanun hükümleri, gemiadamına daha elverişli hak ve menfaatler sağlayan kanun, toplu iş
sözleşmesi, hizmet akti, örf ve adetlerden doğan haklara halel getirmez.” düzenlemesi de esas
alınarak işçi lehine olan düzenlemelerin uygulanması gerektiğine, yıllık izin ücretinin
belirli fesih sebeplerine bağlanmasının hakkaniyete uygun olmadığına ve dolayısıyla
her türlü fesih hallerinde yıllık izin ücretinin ödenmesi gerektiğine yönelik kararlar ile
de karşılaşılabilmekteydi.
4.
Sonuç
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı ile gemiadamları bakımından bu haksız
uygulamayı sona erdirmesini son derece yerinde bulsak da eğer Anayasa
Mahkemesi’nin amacı, Kanun’un yıllık ücretli izin alacağına dair hükümlerinin
Anayasa başta olmak üzere, İş Kanunu ve TBK ile uyumlu hale getirilmesi ise, bu
hükmün iptal gerekçesinde, tıpkı bu kanunlarda olduğu gibi gemiadamının -hizmet
sözleşmesi hangi sebeple sona ermiş olursa olsun- hak etmiş olup da kullanmadığı
yıllık izne dair ücreti talep edebileceklerinden bahsetmesi daha yerinde olurdu.
Yapılacak yeni düzenlemede yalnızca Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçesinin
değil aynı zamanda uygulamada karşılaşılan sorunlar ile yürürlükteki diğer iş
mevzuatının da dikkate alınmasının, gemiadamları bakımından çağa ve İş Kanunu’na
daha uygun olacağı kanaatindeyiz.